Varoluş Dergisi

KORKULAR BİZE HİZMET ETSİN!

Bir belgeselde izlemiştim, koyunlar kurtlardan korktukları için otladıkları yerleri sürekli değiştirirlermiş. Çobanların dediği şey de; eğer koyunlar otladıkları yerleri bu şekilde değiştirmezlerse sürekli aynı yerde ot yediklerinde otların bir daha çıkmamasına, o bölgenin bir daha canlanmamasına ve çorak bir alan olmasına sebep oluyorlarmış. Bu yüzden kurtlara saygı göstermek ve onların varlığını kabul etmek zorunda kaldık diyorlar.

Aynen bu şekilde insanında korkularına saygı göstermeli bence ki, bu korkular bizim içimizdeki ya da dışımızdaki doğru yere varmamızı sağlasın. Toplumdaki saygınlığını kaybetmek istemeyen, toplumun eleştirisinden korkan insan da belki hayat mücadelesini daha dikkatli sürdürmeye devam ediyor. Bir itici gücün mutlaka var.

Evet işimizi yüksek motivasyonla ve sevdiğimiz için yapmamız kadar güzel bir şey olamaz, peki motivasyonumuzu kaydettiğinizde ne olacak? Mutlu olduğumuz zaman bir şey yapmak en kolay olanı, mutsuz iken ise daha da düşmemek adına herkesin farkında olmadan da olsa kendince korkularının zıttı yönde bir yere yönelmek için kendince sebepler bulduğunu hepimiz biliyoruz aslında. Korkuların varlığı ile işbirliği yapmak bu olsa gerek.

Ağlamamalıyım çocuğum görürse üzülür..

Hasta olduğumuzda birkaç şefkat beklentimiz karşılandıktan sonra haydi şimdi ayağa kalk ki sevdiklerinden ayrı kalma.

Üniversiteye hazırlanan çocuklar bile üniversiteyi kazanamadıkları taktirde, diğer arkadaşları tarafından küçük görülme korkusu taşıdığını biliyorum.

Tabii ki bu çok dengeli olmalı. Hayatın her alanındaki yüksek desibeldeki korku paranoyaya sebebiyet vermeden, kendi yapabileceklerin ile sınırlı kalarak…

Yoksa hep bir başkası ile bir yarış halinde olmak da var bu işin sonunda ki, bu biraz hırs ve açgözlülüğe sebep olabiliyor korkarım. Elde ettiğiniz şeylerin de bir sınırı var elbette, herkese yetişmek zorunda da değiliz ayrıca.

Her çiçek kendi toprağında yetişip kendine has olduğunuz zaman bu denge kurulabilir diyorum ben kendimce.

Yarış hırsı, korkularla  karıştırılmamalı bir de. Her gün büyüyen hırs, korkuları kat be kat arttırabilir işin içinden çıkılamayan bir döngü de yaratabilir çünkü.

O zaman ne yapacağız peki? Zihnimizi ikna edeceğiz  ya da kandıracağız. Belki de; ‘Ey zihnim sana saygı duyuyorum ama sen de bana saygı duy, senin istediğin çoğu şeyi yaptım ama her dediğini yapamam mazur gör.’

Yapan olursa onu alkışlarım ancak. Benim kapasitem şimdilik bu kadar biraz sessiz olalım ki sevgiye yer açılsın diyerek kabule geçmek..

Her insan ayrı bir dünya potansiyelinde.

Ne mutlu kendini potansiyelini bilenlere ve kendini sevenlere..

Sevgiyle kalın, kabulde kalın.

Sebile Güneş

Sebile Güneş Nisan 1977 Yılında Bursa’da dünyaya geldi. İlk ve Orta Öğretimini Bursa Nedim Öztan İlkokulu ve Bursa Cumhuriyet lisesinde tamamladıktan sonra , Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümünü kazanarak İzmir ‘e yerleşti . Mezun olduktan sonra evlendi, Defne ve Burak adında iki çocuğu var. 2002 yılından beri özel sektörde mesleğini yapmaktadır. Kendisine, sebilegunes2007@hotmail.com mail adresinden ulaşabilirsiniz.

10 yorumlar

ismail bülbül için bir cevap yazın Cevabı iptal et

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler