Varoluş Dergisi

KAYNAYAN KURBAĞA SENDROMU

Kaynayan Kurbağa Sendromu, canlı halde kaynayan bir kurbağayı anlatan yaygın bir anekdottur. Anekdotun temel dayanağı olan iddia, kurbağanın kaynayan suya atıldığında dışarı zıplayacağı; fakat soğuk suya konulup yavaşça ısıtıldığında neler olduğunu fark edemeyip yavaşça kaynayarak öleceğidir. Bu anekdot, genellikle insanların yavaşça gerçekleşen değişikliklere nasıl tepkisiz kaldığını göstermek için mecazi anlamda kullanılır. ‘Kaynak – Wikipedia’

Netflix’te “Lead Me Home” adında, Amerika’daki evsiz insanlarla yapılan röportajlardan derlenen bir belgesel izledim. Bir kadın evsiz kalma hikayesi için “İlginçtir ki, ekstrem bir duruma adım adım yaklaştığınızda o kadar da ekstrem gelmiyor” diyor. Bu cümle bana tam olarak ‘Kaynayan Kurbağa Sendromu’nu çağrıştırdı.

Kendi hayatımı gözden geçirdim.

Bugüne kadar ki hayat hikayemde ‘kaynayan kurbağa sendromu’ yaşadığım hangi konular olmuştu?

Hangi konularda o kaynayan suyun içinden kendimi dışarı atamamıştım?

Hangi konularda o kaynayan su benim konfor alanıma dönüşmüştü ve ben sıcak suyun verdiği rahatlık hissi ile konfor alanımın içerisinde ölmüştüm?

Hangi konularda o ekstrem durumlara adım adım yaklaştığım için durumun son hali bana ‘normal’ gelmişti?

Hangi konularda bana ‘Herkesin hayatı böyle’, ‘Herkes mutsuz’, ‘Herkesin ilişkisi böyle’, ‘Herkesin iş hayatı bu şekilde’ gibi gelmişti?

Hangi konularda sırf başka bir seçeneğin olasılığını, başka bir hayatın olasılığını bilmediğim için ya da belki konfor alanımdan çıkmaya cesaret edemediğim için o durumların içinde sıkışmış kalmış ve o suda belki de gereğinden çok uzunca bir süre kaynamaya devam etmiş ve belki de ölmüştüm?

Hangi konularda kendimi sudan dışarı atmayı başarmış ve kendimi kurtarabilmiştim?

Hangi konulardaki hangi seçimlerimi değiştirir ya da hangi seçimlerimi değiştirmemeyi tercih ederdim?

Hepsini tek tek gözden geçirdim.

Hepsine farkındalık getirdim.

Peki siz?

Sizin hayatınızda ‘Kaynayan Kurbağa Sendromu’ yaşadığınız hangi konular var?

Siz de kendi hayatınızı bir gözden geçirin derim.

Korkmayın.

Kaynayarak öldüğünüz ya da belki son anda kendinizi suyun dışına atabildiğiniz hangi durumlar var hayatınızda?

Fark edin.

Fark edin ki, eğer hayatın içinde bir gün benzer durumlarla karşılaşırsanız bu sefer o suda haşlanacak kadar uzunca bir süre durmayın, kaynayarak ölmeyin.

Fark edin ki, kaynayan sudan kendinizi dışarı atıp yaşamaya devam edebilin.

Ve tüm bu farkındalıklar ışığında, hayat hikayenizi her an yeniden ve yeniden yazıyor olduğunuzu asla unutmayın.

Gökçe YILMAZ

Gökçe Yılmaz

İsmim Gökçe Yılmaz. 1980 İstanbul doğumluyum. Nefes almaya başladığım andan itibaren İstanbul’da süren yaşamım 2015 yılından beri Bodrum’da devam ediyor.

Kendimi arama yolculuğum, çocukluk ve gençlik yıllarımdaki sorgulamaları saymazsak, hayatın beni içsel olarak sıkıştırması ile başladı. Okuduğum tüm kitaplar, mutlu olmak için insanın kendini değiştirmesi gerektiğini söylüyordu ama hiçbiri kendimi nasıl değiştireceğimi tam olarak söylemiyordu. Kendimi değiştirmenin ve mutluluğa ulaşmanın yöntemini ararken daha önceden de araştırdığım ve bilgi sahibi olduğum Reiki’ye uyumlanmaya karar verdim. 2015 senesinde Usui Reiki ile başlayan yolculuğum, 2017 yılından itibaren Gurdjieff’in 4.Yol Öğretisi ile devam etti. 2018 senesinde Bütünsel Yaşam Koçluğu ve 2020 yılında da EFT Eğitimi aldım. 2020 senesinin Aralık ayında Yoga, Nefes ve Meditasyon çalışmaları hayatıma eklendi. Yaşadığım içsel bir çekilim sonucunda, 2021 yılının Şubat ayında, 4.Yol Öğretisinden Tasavvuf Öğretisine geçiş yaptım.

Bugün kendimi dönüştürmeye Tasavvuf Öğretisi ile birlikte Reiki, EFT, Yoga, Nefes ve Meditasyon teknikleri ile devam ediyorum.

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler