Varoluş Dergisi

İLLÜZYONUN ÖTESİNDE

Etrafımızda var olan gerçeklik, içinde yaşadığımız realite, esasında gözlerin ve benliğin oynadığı ve yarattığı bir illüzyondan başka bir şey değil.

Her şey ama her şey batıni olanın zahiri yansımasından öte bir şey değil. Hakikat, ötesinde bu gerçekliğin, gerçek olan bu illüzyon ötesinde.

Yaratım birden bine olan yolculuktur. Tek Öz, İsimsiz, Tek Hakikat, Yaratıcı, “Ol” dediği anda, illüzyon süreci başladı zamansızlıkta… Kendi içinde birden iki oldu, ikiden üç ve üçten binlerce varoluş türedi. Her şey ama her şey O özün kendi içinde, O özün yansıması olarak var oldu. O yüzden tüm realite esasında tek özün yansımasından öte bir şey değil. Bizler yani bu bedenler, kimlikler, etiketler, yaşam tarzları, hepsi özünde bir illüzyon tek gerçek olan ise, her şeyin “farkında” olan iç gözlemcimiz yani ruhumuz, ruhun gerçek olmasının sebebi ise, doğrudan Yaratıcı’dan gelmesidir. Yaratıcı’nın öz parçası ve saf nuru olmasından dolayı ruhumuz bütün bu sahte senaryodaki tek gerçeklik ya da bir diğer deyişle gerçekliğe temas edebilecek tek hakikattir. Mevlana’nın dediği gibi;

“İnsan tenini öğrendim.

Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu…

Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.”

Bu yüzden ruha ve öze dönüş çok önemlidir tüm kültürlerde. Çünkü ancak kişi ruhuna temas etmeyi öğrendiğinde HAKİKAT’e temas etmeye başlar. Ancak o zaman zihnin ve duyguların oyunundan sıyrılıp, kendinin, kendi ruhunun bilgeliğine erişebilir insan. Ve o zaman Yaratıcı’yı dinlemeye onunla temas etmeye başlar. Esasında her an temastayız hepimiz, O’ndan ayrı bir anımız dahi mümkün değil, lakin kendi yarattığımız sahte sınırlar dâhilinde onunla temas edeceğim illüzyonunu kendimiz yaratıyoruz. Her daim okyanustayız ama kendimizi damla olarak biz görüyoruz, ne zaman ki damla olmayı bırakırız, o zaman okyanusa karışır ve okyanusun kendisi oluruz…

Peki, nasıl oluyor da Tek Hakikat var iken, binlerce illüzyon var olabiliyor? İşte bu soruya Mevlana ayna örneğiyle cevap verir. Dört tarafı ayna olan bir odaya girdiğinizde sonsuz görüntü meydana gelir aynalarda. Sizin sonsuz görüntünüz vardır o odada artık… Lakin bütün o görüntüler “zahiridir” tek gerçek ise o odada bulunan sizsinizdir. İşte tek gerçek olan Yaratıcı’nın sonsuz sanal görüntüsünden öte bir şey değildir tüm bu kâinat.

Eski bir ezoterik deyiş “parça bütüne aittir ve parça bütünün bilgisini taşır,” der. Bu sır bize parçanın bütünün bilgisini yansıttığı gerçeğini verir. Bir saç teli, tek bir hücreniz, içinde DNA bilgisini barındırır ve DNA ise sizin tüm karakteriniz, kişiliğiniz, fiziksel ve duygusal hatta zihinsel yapınızı anlatır. Yani sizin parçanız size ait bilgiyi taşır. İşte bu yüzden Yaratıcı’nın bir parçası olan ruhumuzda doğrudan Yaratıcı’nın öz bilgisini taşır. Bu yüzdendir ki milyonlarca yıldır mistik yöntemlerle içe dönüş amaç edinilir. Bundandır ki dışarıda var olan her şey sadece içimizde olanın yansımasıdır. Çünkü içimizde olan zaten ÖZ’ün ta kendisidir. Haliyle illüzyonu yaratanda içimizde var olan ÖZÜN parçasıdır.

illüzyonun ötesinde, kalp var, kalbin ötesinde ise ruh… Ruh ise Yaratıcı’ya aittir, o yüzden Yaratıcı’nın ta kendisidir. O yüzden Yaratıcı’yı ruhta ararız çünkü ruh tek rehberidir O’na ulaşmanın. Tüm bu dış arayışların tek amacı ruha temas etmek, ruhumuzu bilmektir. Kendini bil kelimesinin de sırrı budur zaten. Kendimizi bilmek, ruhumuzu bilmektir. Parçayı bilen bütünü de bilir. Parça bütünden ayrı değildir çünkü… İşte bu yüzden bütün öğretiler içe dönüşü öğütler ya bize, işte bu yüzden meditasyon Yaratıcı’ya temas etmenin yöntemidir çünkü ruha temas edilir. Biz ruhtan başka bir şey değiliz, Ruh ise Yaratıcı’dan başka bir şey değil. Hallac-ı Mansur’un dediği gibi; “Rabbimi kalbimin gözüyle gördüm. Dedim ki: Kimsin Sen? cevap verdi: Sen!”

Efe Elmas

Efe ELMAS Mayıs 1989 İzmir, Bornova’da doğdu. 2007 yılında Bornova Anadolu Lisesinden, 2011 yılında Celal Bayar Üniversitesi Gıda mühendisliği bölümünden mezun oldu. İzmir Yüksek Teknolojisi Enstitüsünde yüksek lisans yapmakta ve gıda virolojisi üzerine çalışmaktadır.

2002 yılından beridir ezoterizm, spiritüalizm, Şamanizm, okültizm, simya, kristaller, şifa teknikleri, tasavvuf, uzakdoğu öğretileri, sembolizm ile arketipler ve antik dinler, felsefeleri ve mitolojileri, mitolojilerin içsel anlamları ile ilgili araştırma ve pratiklerine devam etmektedir.

2008 yılı ile 2014 yılları arasında alternatif haber ve spiritüalizm dergisi olan, aylık 300 bin okura ulaşan İndigo Dergisi isimli internet dergisinde kadrolu yazar olarak ezoterizm, dinler tarihi, spiritüalizm ve gizli öğretilerle ilgili araştırmalarını paylaşmış ve yazı kurulunda görev almıştır. İndigo Dergisinden sonra Kasım 2014’den beridir 3. Göz Dergisi, Derki ve Yuvaya Yolculuk isimli internet dergilerinde yazılarını yayınlamaya devam etmektedir. 2015 yılının Eylül ayında Şehime Gül Gözen ile Ankhamaya Farkındalık Atölyesini kurmuştur. Ankhamaya Farkındalık Atölyesi kapsamında, Sıla Akdeniz ile birlikte “Masal ve Arketip” atölyesi ve “Şifalı masallar” etkinliğ, Reiki eğitimleri, Şehime Gül Gözen ile “Şamanizm Üzerine Sohbetler” etkinliği, çeşitli seminer ve meditasyonlar gerçekleştirmiştir. 2016 yılının Eylül ayında kendi kurduğu “Kadim Lisan” ile mevcut etkinliklerine devam etmektedir.

2003 yılında tanıştığı ilk Tanrıça arketipinden bu yana, 11 yıllık yolculuğunu "Tanrıça'nın Uyanışı" adlı eğitim serisi olarak paylaşmaktadır.

Ruhsal konularla ilgilenmeye başladığı zamandan beri kadim öğretilere meraklı olan ve araştırmalar yapan Efe Elmas, 2013 yılının Ağustos ayında “Kutsal Maya İnancı”, “Şamanın Kozmik Dünyası” ve “Nagual Sembolizmi” isimli kitapların yazarı olan Maya Şamanı Ayşe Nilgün Arıt’la tanışması sonucu başladığı şamanik pratik ve araştırmalara halen devam etmektedir.

2003 yılında Habibe Elmas’tan Usui Reiki Birinci seviyeye uyumlanmış ve 2007 yılında Usui Reiki Master / Teacher seviyesine ulaşmıştır. 2010 yılının Mayıs ayında görür görmez hocası olacağını hissettiği, Usui Reiki 17. Son ışık Aşama ve Grandmaster/teacher İsmail Bülbül’den Usui Reiki Master /Teacher seviyesini yeniden almıştır. Ve böylelikle Reiki serüvenine daha da derinleşerek devam etmiştir. 2013 yılında Usui Reiki Grandmaster 5/6 seviyesini İsmail Bülbül’den almıştır. Reiki eğitimleri ve seminerlerini sürdürmektedir.

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler