Varoluş Dergisi

HAYAT BAYRAM OLSA

Düşünsene bir sevgili okur; çevrendeki hiç kimse hiçbir şeyden şikayet etmiyor. Trafikten, sıcaktan, soğuktan, hayattan. Başka insanlardan ve onların oluşturduğu her şeyden. Belki de kendinden. Ya da kimsenin kimseyi yargılamadığını.. Karşısındakinin yaptığına anlam veremese de yargılamak yerine anlamaya çalışarak yoluna devam ettiğini. Of of off!.. Bütün dünya buna inansa. Hayat bayram olsa. 🙂 Müzikal gibi yaşam.

Bunu düşünürken sende de benim gibi istemsiz bir tebessüm oluştuysa, bu sadece düşüncede kalmamalı. İcraate geçmeliyiz sevgili okur. Nasıl mı? Bir farkındalık oyunu oynayarak. Oyunun kuralları basit, kendin için bir süre aralığı belirle önce. Yok vazgeçtim, önce bir kuralları oku sonra süreyi belirlersin.

Belirlediğin süre boyunca;

  1. Herhangi birinden, bir durumdan ya da kendinden şikayet etmeyeceksin.
  2. İnsanlar hakkında olumsuz düşünmeyeceksin varsayımlarda bulunup yorumlar yapmayacaksın, eleştirmeyeceksin.
  3. Yukarıdaki kurallardan birini ihlal ettiğini anladığın an süreyi başa saracaksın.

Şimdi gerçekçi bir süre belirleyebilirsin. Ben bu yazıyı yazmayı planladığımdan beri bu oyunu kendi kendime oynamaya başladım rekorum 3 gün. 🙂 Ama şimdilik 3 gün, kararlıyım 21 güne tamamlayacağım.

Oyunun amacı ise çok basit, çözüme değil soruna odaklanmayı zihnimize, bedenimize ve ruhumuza öğretmek. Çünkü şikayet ettiğimizde yaptığımız tek şey; şikayet ettiğimiz durumu büyütmek. Şikayet edince sorun büyür, sorun büyüyünce daha çok şikayet ederiz. Böylece nur topu gibi yeni bir kısır döngümüz ve buna bağlı bir şikayet başlığımız olur. Amaç bunun önüne geçmek.

Oyunun bir diğer amacı ise kendi düşünce kalıplarımızın farkında olmak ve değiştirmek istediklerimizi değiştirebilmek. Şikayet ettiğimiz ânı fark etmek ve kendimizi dürtmek. “Şşş napıyorsun yahu kendine gel. Şimdi o sivri sözlerini efendice yumuşat ve o infaz eder gibi eleştirmeyi düşündüğün konu hakkında yapıcı bir şeyler söyle. (ya da gerekmiyorsa söyleme)” Bunu söylemeyi başarabilmek aslında tüm çabamız. Bilinçsiz bir şekilde düşünüp arkasından hemen şikayete geçen zihnimize “Hey seni yakaladım, ben sen değilim. En azından tam şu anda şikayet etmeden önce farkına vardım ve kendimi durdurabildim.” diyebilmek. Bunu diyebildikten sonra kendinle gurur duymak ve haliyle kendin hakkında şikayet edeceğin bir kalemin azalması. Güzel olmaz mı sence de?

Buna benzer çok fazla etkinlik var. Belçika da bir grup buna ‘şikayet etmeme kampanyası’ demişler ve bir ay boyunca şikayet etmemeye çalışmışlar mesela. Her sene tekrarlama kararı almışlar. Neden olmasın? Çok güzel fikir. Yine de amaç her sene tekrarlamaya gerek duymadan şikayet etmeme işini bir yaşam biçimi, bir felsefe haline getirmek olsa daha evladır bence.

Soruna değil de çözüme odaklandığımızda sorun sandığımız şeylerin aslında sorun olmadığını, bunu bizim kendi benliğimizin sentezlediği bir hal olduğunu anlarız. Sorunu yaratan düşünce kalıbımızı değiştirmek için çabaya geçeriz. Ve çözüme odaklandığımızda işte o zaman bayram olur.

Hemen, şu an ve şimdi oyunu oynamaya başlayın, çevrenizdeki herkese de anlatın beraber daha keyifli oluyor. (Hemen yakalıyorsunuz diğerinin açığını. Oooo olmadı canım, onu demeyeydin iyiydi, hadi takometreyi sıfırla diyorsun.) Ve lütfen benimle de paylaşın yaşadıklarınızı. Birbirimize destek oluruz sevgili okur. Ancak birbirimize destek olursak hep beraber yükselebiliriz çünkü. Omuz omuza olduğumuz zaman tüm olumsuz düşüncelerin yerine sevgiyi koyarak yolumuzu karanlıktan aydınlığa çıkarabiliriz.

 

İmren Yıldırım Yılmaz

1987 yılında doğdu. Öğrenmeyi ve öğretmeyi seven bir Matematik Öğretmeni. Deniz’in ve Güneş’in annesi. ‘Bir çocuk değişir dünya değişir.’ diye düşünenlerdendir, bunu başarmaya çalışır bir öğretmen ve anne olarak. Reiki 3B (Master Teacher) aşamasındadır, kendini kendinde aramaya devam etmektedir.

10 yorumlar

İmren Y. Yılmaz için bir cevap yazın Cevabı iptal et

  • Yazı çok güzel.Uygulanması halinde kişinin kendine ait ezberlerin yine kendisi tarafından bozulduğunu görecektir. Yazının “Omuz omuza olduğumuz zaman tüm olumsuz düşüncelerin yerine sevgiyi koyarak yolumuzu karanlıktan aydınlığa çıkarabiliriz“ şeklindeki final cümlesi ise konuya esas düşüncenin kristalize olmuş halidir.
    Sizi tebrik ediyorum. Çok başarılı bir anlatım olmuş.

    • Çok teşekkür ederim. Bu şekilde düşünmenizden onur duydum. Sağolun varolun. ❤️

  • Biz üç arkadaş denemeye başladık. 🙂 Tebrik ederim İmren Hanım. Deneyim çemberini kapatın dediğiniz günden beri ruhsal mücadelemde destekçim oldunuz. Sonuçları da paylaşacağız.

  • Ne güzel yazıyorsun İmrenim.. Benim bildiğim bir konu değil Reiki.. Ama senin yazdıklarını okumak huzur veriyor.. Hoş seni tanıdığımdan beri bana huzur verir sözlerin..

    • Can Burçin im Can’ım Burçin im. İşte yazının buluşturan gücü bu. Tam 9 yıl sonra aynı gün senden haber almak ❤️ Seni hiç bir yerde bulamadım.
      imrenylmz instagram kullanıcı adım. Lütfen bana ulaş. Konuşacak çok şey var ?

  • Muhteşem yazı harika bir uygulama bunu alan başka şey almasa da olur gibi… Uygulama için kendime 1 günle başlayacağım ???

    • Çok teşekkür ederim ☺️ Valla ben de hala 3. günün içindeyim. Hadi 3,5 olsun. ??

  • Biz salı gününden beri başladık. Yazmak için birkaç gün geçsin diye bekledik. İlk zamanlar yarım saatte bir bozuyorduk. Hoş hala bozuyoruz ama süre uzadı sanki. Renk kattı yaşantımıza. Hafta ortası çok stresli bir toplantımız vardı amirinizle. Yazınızı okuduk onu da aldık oyuna. Toplantı pamuk gibi geçti. Allah razı olsun senden sevgili yazar ??

    • Tarık bey hayatınıza bir renk ve farkındalık katmaktan onur duydum. ?? Tüm amirlerin dikkatine deyip cc ye koyun ve tüm şirkete gönderin o zaman ??

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler