Haydi sizinle bir oyun oynayalım.
Gözlerinizi kapatıp kendinizi en neşeli, en mutlu ya da en huzurlu hissettiğiniz bir anınıza gitmenizi istesem o anlar hayatınızın hangi anıları olurdu?
Gözlerinizi kapatıp kendinizi sevdiğiniz biri(leri) ile birbirinize sarılırken hayal etmenizi istesem o kişi(ler)kim(ler) olurdu?
Gözlerinizi kapatıp kendinizi bu dünyanın en yorgun, en mutsuz ya da en hüzünlü insanı hissettiğiniz bir anınıza gitmenizi istesem o anlar hayatınızın hangi anıları olurdu?
Bugünden geçmişe doğru bir yolculuk yapsanız hayatınızın değiştirmek istediğiniz bir olayı ya da dönemi var mı? Eğer var ise, bugün olsa neyi farklı yapardınız?
En büyük hatalarımızdan biri, geçmişteki ‘Ben’i bugünkü aklımız ile değerlendiriyor olmamız. Oysa o günkü aklımıza, o günkü farkındalık seviyemize, o günkü hayat tecrübemize, o günkü inanç kalıplarımıza ve o günkü anlayışımıza göre yaptığımız seçimler değil miydi hepsi? Bunu bazen unutuyor muyuz?
Hayatta yanlış olduğunu düşündüğümüz seçimler yapmış olabiliriz. Bazen o anda seçimimizin yanlış olduğunu bilmeden veya belki de bazen en derinlerimizde bile bile… Peki ya o yanlış seçimler vasıtasıyla öğrendiklerimiz ve heybemize kattıklarımız? O deneyimlerin varlığınıza kattıklarını düşündüğünüzde halen geçmişinizi değiştirmek ister misiniz? O deneyimin size öğrettiği, hayatınıza kattığı her şeyden ve tüm kazanımlarından gerçekten vazgeçmek ister misiniz?
Geçmişi değiştiremeyiz.
Ve ancak o geçmiş sayesinde varlığımıza kattığımız deneyimler ve öğrendiklerimiz aracılığıyla, kendimizin daha iyi versiyonuna doğru yol alabilir ve geleceğimizi inşa edebiliriz.
Geçmişimizin bize hizmeti, ondan öğrenip kendimizi geliştirdiğimiz bu noktadadır.
Gökçe YILMAZ
Yorum yap