Varoluş Dergisi

CEMREVİYE

İnsanlar tarih boyunca doğa olaylarını, Ay’ın hareketlerini, iklim değişikliklerini takip etmiş, buna göre yaşam şartlarını belirlemişlerdir. Zemheri bastırmadan hayvanlarını besleyebilmek için yüksek dağlardan kıyı kesimlere inilmiş, böcek basmasın, uzun ömürlü olsun diye Ay hilalken kesilen ağaçlardan evler yapılmış, yeterince ısınmamış toprağa atılan tohum yeşermeyeceğinden cemrenin düşmesi beklenmiş, sonrasında da toprak ekilmiş bereket artmıştır.

Cemre Arapça kökenli bir kelime olup, kor yani ateş anlamını taşır. Halk arasında sıcaklığın yükselişi anlamına gelen cemre düşmesi, ilkbahar başlamadan hemen önce 7 gün arayla havaya, suya ve toprağa düştüğü inanılır. Kimi toplumlarda gözle görülebildiği söylense de, henüz bir fotoğrafı çekilememiştir.  İlk cemre 19-20 Şubat tarihlerinde havaya, 26-27 Şubat tarihlerinde suya ve 5-6 Mart tarihlerinde ise toprağa düşer. Tabiatın uyanışı olarak bilinen cemre düşmesi, baharın müjdecisi olarak da bilinir. Ege köylerinde sabahları düz sürülmüş bir tarlaya bakıldığında çiy damlaları tarlanın yüzeyinde belirmeye başladıysa ve parlayan çiy damlaları toprağın büyük bir bölümünü kapladıysa 1 hafta içinde cemrenin düşeceği, baharın geleceği bilinir ve buna göre ekim yapılır.  Kimi eski toplumlarda da karın çok yağdığı yüksek rakımlı köylerde yollara kum, kül ve çakıl atılırken, ilk cemrenin düşmesiyle yollara ot ve çiçekler serpilirmiş. Bu yapılan ritüel doğa anaya ‘Dönüşüm için hazırız.’ mesajı niteliğindedir.

O zaman günaydın tabiat, hoş geldin tatlı bahar. Dönüşüm için hazırız.

Havalar soğur, havalar ısınır, karlar yağar sonra erir, mevsimler değişir, hayatınızdaki bedenler değişir, ruhlar değişir. Zaman her şeyi dönüştürür. Havayı koklayan adamlar, sudan çıkmayan çocuklar, toprağı bilen kadınlar hep var olsunlar. Derdi baharsa, derdi bahçesinde çiçek açmasıysa bir insanın önce aklına, sonra ruhuna sonra da kalbine mutlaka cemre düşecektir.

Dilerim bu bahar cemre sadece havaya, suya ve toprağa değil, mutsuz yuvaların çatısına, gaddar insanların vicdanına, siftahsız dükkanların kasasına, şifa bekleyenlerin hasta yatağına, küçük büyük her türlü derdi olanın kalbinin tam ortasına düşer, oraları hep sıcacık yapar…

*Cemreviye: Divan edebiyatında şairlerin baharın müjdecisi olan cemrelerin düştüğü dönemde yazdıkları kaside türüdür.

Sevgiyle…

Şebnem Hoşer

 

Şebnem Hoşer

1986 yılında İzmir'de doğdum. İzmir Ekonomi Üniversitesi mezunuyum. 2009 yılında Amerika'da Virginia Tech Üniversitesi'nde, Yabancı Dil Eğitimi aldım. On senedir işim gereği dünyayı dolaşıyorum. 2019 yılında Usui Reiki Grand Master İsmail Bülbül sayesinde Reiki ile tanıştım. Hayatımın dönüm noktalarından biri olarak görüyorum bu karşılaşmayı. Yazmayı seviyorum ve güzel olan her şeye inanıyorum.

2 yorumlar

Yok için bir cevap yazın Cevabı iptal et

  • Ruhun hep böyle aydınlık, ferah, umut dolu ve sevgileyle dolsun. İnançların realite ile buluşup ortaya muazzam bir harman çıkartsın. Ruhun hakediyor çocuk. Sevgiler.

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler