İnsan, hayatın akışı içerisinde bazen bir hastalık, bazen bir aşk, bazen ilahi arayış, bazen sürekli tekrarlayan bir döngü…gibi bir çok farklı nedenden dolayı; bir konudaki düşünce biçimini, bazı alışkanlıklarını, davranışlarını, huylarını değiştirmek ya da kendini tamamen dönüştürmek isteyebilir. İnsanın kendini dönüştürebilmesini mümkün kılan organ ise beyindir. Bu nedenle ‘Bilmekten Olmaya’ doğru olan yolculuğun nasıl olduğunu anlayabilmek, ancak beyni ve beynin işleyişini anlayabilmekle mümkündür.
Bu noktada ilk olarak nöroplastisite kavramına değinmek istiyorum.
Nöroplastisite kavramını Prof.Dr.Sinan Canan videosunda şu şekilde açıklamaktadır:
“Nöroplastisite, beynin değişebilirliğini anlatmak için kullanılan bir kavramdır.90’lı yılların sonu-2000’li yıllardan itibaren beynin aslında ömrünün sonuna kadar, özellikle bazı bölgeler açısından, çok ciddi yenilenebilme, değişebilme ve yeni bağlantılar kurabilme özelliği keşfedilmiştir. Bisiklet sürmek, araba kullanmak, yürümek gibi örnekler nöroplastisiteye birer örnektir. Bunlar beynimizdeki sinirsel devrelerin o eylemi yaptıkça bağlantılarını ve biçimlerini değiştirmesi ile alakalıdır. Beynimiz aktivite gösterdiği zaman, fiziksel olarak devrelerini uyarlayıp modifiye edebilen, yeni bağlantılar oluşturabilen ve varsa o işi yapmasını engelleyen eski bağlantıları da silip ortadan kaldırabilen bir yapıya sahiptir.
Peki bu bağlantılar nasıl değişiyor?
Bir insan en çok ne yapıyorsa beyin ona göre şekil değiştiriyor, kendini ona göre yapılandırıyor ve uzun zaman içerisinde ‘bağlantısallık’ denilen beynin bağlantı ayarlarını şekillendiriyor.
Burada insana bir sorumluluk yüklenmektedir. Eğer biz beynimizin bağlantısallığını belli bir amaç, hedef, yol üzerinde inşa etmek üzere çabalamaz isek; dışarıdan gelen uyarıların yönlendirdiği bir hayat bizim beyin bağlantılarımızı kendisine göre şekillendirecektir.
Beynin değişebilirliğinin en önemli yakıtı, faaliyetlerdir. Ne yaparsak ona dönüşüyoruz. Hatta sadece yaptıklarımız değil her bir düşünce kalıbı, zihnimizde sürekli tekrar eden düşünce kalıpları da beynimizin bağlantısal yapısını etkiliyor.
Beyindeki bağlantıların çok hızlı bir şekilde kurulmasını ve kuvvetli bir şekilde olgunlaşmasını sağlayan etken ise ‘O konu ile ilgili merak ve duygusal ihtiyaç hissetmek’tir.
Duygusal motivasyon beyin plastisitesinin çok önemli bir zeminini oluşturmaktadır.”
Nöroplastisite kavramından sonra beynin değişim sürecinin nasıl işlediğine de kısaca değinmek gerekirse;
Joe Dispenza ‘Bilmekten Olmaya’ olan yolculuğu iki şekilde anlatıyor:
“Bizim düşünmekten yapmaya ve yapmaktan olmaya geçiş yapmamıza olanak veren üç beynimiz vardır.
Düşünmekten Yapmaya: Birinci Beyin, düşünen beyin, Neokorteks olarak adlandırılan bu bölüm bilgiyi işler ve sonra bizi öğrendiklerimizi yaşamaya sevk eder.
Yeni Olaylardan Yeni Duygulara: İkinci Beyin, kimyasal-duygusal beyin, Limbik Beyin olarak adlandırılan bu bölüm tecrübeleri hatırlamamıza yardımcı olmak için kimyasallar üretir.
Düşünmek ve Yapmaktan Olmaya: Üçüncü Beyin, Serebellum sürekli düşünceleri, tutumları ve davranışları saklar.
Entelektüel olarak öğrendiğimiz şeyi (neokorteks) alıp onu uyguladığımızda, kişiselleştirdiğimizde ve sergilediğimizde, davranışımızı bir şekilde değiştiririz. Bunu yaptığımızda yeni bir tecrübe yaratırız ve o da yeni bir duygunun oluşmasını sağlar (limbik beyin). Bu eylemi her an tekrarlayabilir, taklit edebilir ya da yaşayabilirsek bir olma haline geçiş yaparız (serebellum).”
2)Düşünmekten Olmaya
Şekil 6D – Düşünmekten Olmaya
Hiçbir şey yapmadan düşünmekten Olmaya geçebilirsiniz. Zihinsel olarak yeni bir zihin provası yapıyorsanız düşündüğünüz düşüncenin tecrübeye dönüşeceği bir an olacaktır. Bu gerçekleştiğinde bu içsel deneyimin nihai ürünü bir duygu veya histir. O insan olmanın nasıl bir şey olacağını bir kez hissettiğinizde bedeniniz (bilinçaltı zihin olarak) onun o gerçekliğe olduğuna inanmaya başlar. Şimdi zihnimiz ve bedeniniz birlikte çalışmaya başlar ve siz hiçbir şey yapmadan o insan ‘olursunuz.’ Yalnızca düşünceyle yeni bir olma haline geçiş yaparken nasıl olduğunuzla daha çok örtüşen şeyler yapmaya ve düşünmeye meyilli olursunuz.”
Bilmekten Olmaya Yolculuğu Gandhi ise şöyle anlatmış:
“Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür…
Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür…
Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür…
Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür…
Alışkanlıklarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür…
Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür…
Karakterinize dikkat edin; kaderinize dönüşür…”
Kendinin daha iyi versiyonuna doğru ilerleme yolunda; düşünme biçimimizi, alışkanlıklarımızı, davranışlarımızı, huylarımızı değiştirmek tek seferde ve kolaylıkla olmasa bile; beynimizde yeni bağlantıların kurulma sürecinin nasıl işlediğini bilerek ve bu bilinç sayesinde; bir yandan ‘biliyorum ama yapamıyorum’ diye kendimizi hırpalamadan kendimize gereken zamanı vermek, diğer yandan ise elimizden gelen çabayı göstermeye ve kendimize emek vermeye devam etmek uzun bir yolculuk…
Her birimize çok güzel yolculuklar diliyorum.
Gökçe YILMAZ
Hakikatı arayış yolculuğumuzda birer nefer olarak ,birlik bilincine katkimız oranında huzur hep bizimle olacak,sevgiyle 🦜🌻🙏