Varoluş Dergisi

SENİN SERMAYEN İŞTE BU KADAR      

Mevlana’nın hayatından alıntıdır.

Mevlana bir gün Şems’i evine davet eder. Şems’de Mevlana’nın davetine icabet ederek misafiri olur.

Mevlana sana ne ikram edeyim diye sorunca, Şems’de: “Sen de şarap var mı? şarap istiyorum” der. Mevlana: “Sen şarap mı içiyorsun” diyerek şaşkın bir tavırla Şems’e bakar.  Şems: “Evet şarap içiyorum, ben şarap içmeden geceleri uyuyamam, konuşamam, sohbet edemem. O yüzden mutlaka şarap içmem lazım,” der.

Mevlana: “Gece vakti şarabı nerden bulurum ki?” deyince, Şems: “Hizmetçilerinden birine söyle gidip alsın,” der.

“Hizmetimdeki uşaklardan birine şarap almaya gitmesini söylersem haysiyetim, şerefim beş paralık olur söyleyemem” der, Mevlana.

“O zaman git kendin al,” der, Şems.

“Beni herkes tanır, gayrimüslim mahallesine gidip nasıl şarap alabilirim, ben müslümanım, rezil rüsva olurum vallahi” der, Mevlana.

Şems, Mevlana’ya döner; “eğer bana değer veriyorsan, benim rahatım için şarap isteğimi kırmazsın, gidip şarabı alıp getirirsin” diyerek ısrarını bir kez daha yineler.

Bunun üzerine Mevlana, kolunun altına bir şişe alıp ecnebi mahallesine, şarap almak üzere yola çıkar. Çok kısa bir süre sonra Mevlana’nın gayrimüslim mahallesine doğru gittiğini gören bir grup müslüman onu izlemeye başlar ve onun bir meyhaneye girip bir şişe şarap alıp, şarabı kıyafetinin altında saklayarak dışarı çıktığını görürler.

Bunun üzerine Müslüman grup, Mevlana’nın yolunu keser.  İçlerinden biri haykırarak: “Hey Bre koca müslüman, ön saflarda bulunup, bize namaz kılmayı öğreten insan, sen şarap içmeye utanmaz mısın?” diye tüm mahalleyi inletir, yüzüne tükürür ve başına vurmaya başlar. Başından kavuğu savrulur Mevlana’nın. Buna rağmen  bozulmayan sessizliği, grubun diğer insanlarının da ona  saldırmak için hazırlanmalarına neden olur.

Tam o anda Şems çıkagelir ve bağırır: “Eyy hayasız insanlar dini bütün bir müslümanı neden şarap içmek töhmeti altında bırakıyorsunuz” der ve şişenin içindekinin aslında  sirke olduğunu, yemek yapmak için alındığını söyler, şişenin ağzını açarak oradaki insanların avuçlarına  içindeki sıvıdan dökünce, insanlar  gerçekten de şişe de sirke olduğunu anlarlar ve  yaptıklarından dolayı utanç içinde hemen oradan ayrılırlar.

Mevlana Şems’e: “Niçin böyle bir olayın içine sürükledin beni, niçin rezil rüsva ettin,” der.

Şems’de: “Uğruna gururlandığın şeylerin sevaptan başka bir şey olmadığını anlaman için” der. “Bir avuç insanın saygısının  ebedi bir sermaye olduğunu düşünüyordun ama bir şişe şarap aldatmacası ile hepsi yok olup gitti. Senin yüzüne tükürdüler, senin başına vurdular ve neredeyse seni öldüreceklerdi.”

“Senin sermayen işte bu kadardı ve bu sermayenin nasıl bir anda yok olup gittiğini gördün mü?”

Öyle bir şeye tutun ki, zamanın geçmesi ve olayların değişmesi ile yok olmasın” der ve ekler Şems: “Ölümden sonra geriye ne kalır bilir misin Rumi? Aşk ve muhabbet, gerisi tamamen bir hiç”

Aşk ve muhabbetle

Sebile GÜNEŞ

 

Esinlenilen Kaynak:

RAMARAY Her Zaman Yalnızsın Youtube Videosu

 

 

 

Sebile Güneş

Sebile Güneş Nisan 1977 Yılında Bursa’da dünyaya geldi. İlk ve Orta Öğretimini Bursa Nedim Öztan İlkokulu ve Bursa Cumhuriyet lisesinde tamamladıktan sonra , Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümünü kazanarak İzmir ‘e yerleşti . Mezun olduktan sonra evlendi, Defne ve Burak adında iki çocuğu var. 2002 yılından beri özel sektörde mesleğini yapmaktadır. Kendisine, sebilegunes2007@hotmail.com mail adresinden ulaşabilirsiniz.

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler