Çağlar içimde, tutamam şiddetini aksın ellerimden evrene!
Uzun uzun yolları aştım geldim, diyor Göksel şarkısında.
Bir an var, odamın içinde bu şarkıyı halının üzerinde kendimi durduramadan döne döne dinlediğim… Bir şeylere hazırlanıyormuşum meğer.
Ben neler olduğunu bilmez yalnızca içimden geldiği gibi dönerken anın içinde, hazırlanıyormuş AŞK beni pişirmeye içimde.
Hamdım; nefsin esirinde, beşerliğin kibrinde, insan olmaya gelmiş. Piştim; yana yana, döne döne, AŞK’ın ellerinde.
Oldum dersem şayet, olmamışım demektir. Erinirim, çekinirim o kibre yeniden düşmeye.
Bu bir yol, her yol gibi bitmez gidene!
“Önce kendinizi sevin, sizi Yaradan’dan ötürü sevin” demişti Can Hocam İsmail Bülbül. Bir gecede olmuyormuş elbet, zaman alırmış sevmek.
Emek istermiş sevmek. Çabaya aşıkmış, aynı kader gibi.
Ben ki hamlığın gafleti tepinirken hırslarımla “çabalamadı benim için” diye, pişerken öğrendim benmişim çabalamayan “benim için”.
Benmişim sevgiyi dünyaya gösterip de, kendine hiç konduramayan.
Benmişim yerde, gökte yıldızlara aşkı sorup; esas mabedi olan kendi içime hiç bakmayan.
“Ey gönül! Ne tuhaf değil mi? Bir ömür, şah damarından daha yakın bir Sevgiliyi aramakla geçiyor” demiş Rumi.
Bir baksam içime oysa görecekmişim;
hasretiyle yandığım Sevgili de orada, AŞK da orada.
Ben daha beni bulmadan, ben bana yanmadan yanmışım hep Dünya’ya… Ne fayda? İşte o noktada buluştum İlahi Aydınlanmanın nuruyla.
Reiki 1. Seviyesi, kişinin kendi yolculuğuymuş. Bu seviyede uzağa enerji göndermek yok. Semboller yok. Mekanları temizlemek yok. Yanındakine, yediğine içtiğine verebilirsin sadece. Anladım sebeplerini…
Temel sağlam olmalıymış öncelikle. Aynı bir bina inşa etmeden, atılan temel gibi. Önce dolu dolu kendimize verecekmişiz. “Sen önce bir kendine iyi gel, sonra başkalarına iyi gelebilirsin” düsturunu öğretti. Biz iyi olacakmışız öncelikle. Her duygudan geçecek, her duygudan temizlenecekmişiz AŞK’ın ışığına varana değin.
Lakin, sembollerin vakti değilmiş henüz, çünkü kontrolsüz güç güç değilmiş. Adım adım tanışacak, adım adım hemhal olacakmışız akışla. Mekanların enerjisine açılmadan, kendi alanımızda olmayı deneyimleyecekmişiz ki esas mabedin beden olduğunu da dünya gözüyle idrak edelim.
Bununla birlikte, etrafımızda ne varsa…
Yediğimiz, içtiğimiz, yanımızdaki eşimiz, dostumuz, sevgilimiz… Enerjimizin içine girerlermiş o yüzden kendine iyi gelmenin bir parçasıymış, onlara elimizin yettiği kadar akıttığımız enerji.
Reiki 2. Seviyesi, kişinin dünyayla yolculuğuymuş. İnsan olma sınavının her aşamasına, yine kendinden başlayarak akıtırmışız. Yüreğimize değen her yere, her kişiye, her olmuşa… Geçmiş denen düne, gelecek denen dileklere; anın güzelliğiyle buluştuğunda içinde çağlayan AŞK ile.
Anladım,
Bir AŞK ki çağlar içimde, tutamam şiddetini aksın ellerimden evrene!
Yol alırken, birbirimize yol arkadaşı olabilmemizi diliyorum.
AŞKla,
Selin BİNAY
Yorum yap