Varoluş Dergisi

AYNA OLMAK-1

Kalemi tut bakalım Aydın, nasıl yazacaksın? İçimizdeki çocuk, kalbim, zihnim, ruhum bedenim, ben ve benden ötesi… Ortak bilinç, bilinçaltı, doğa, dünya, bildiğimiz ve bilmediğimiz evren… İzin istiyorum.

Aynalar olanı her nasılsa olduğu gibi yansıtır, görüntü aynı derinlikte, aynı netlikte ve aynı niteliktedir. Aynanın varoluş amacı da budur. Birde derler ki insan insanın aynasıdır. İnsan mevzu bahsi geçen herhangi bir konuda  karşısındakinin ona davrandığı gibi mi davranır. Sürekli kullandığımız farkındalık sözcüğü, idrak etme, bilme, özümseme başlangıcı böyle mi olur, oluyor? Kalpten kalbe bir yol olunca aynanın işi kolay mı olur acaba? Edep yahu denilmesine ihtiyaç duymadan herkesi aynalıyor muyuz dersiniz?

Aynanın yapımında cam, su, gümüş ve çeşitli bileşenler kullanılır. Bu bileşenler ısıl işlemlerden geçerek çeşitli kimyasal tepkimelere girerek aynayı meydana getirirler. Tasavvufta da insanın olgunlaşabilmesi için bazı içsel sorgulamalardan geçmesi gerektiği söylenir. Mevlana’ya ait olan hamdım piştim yandım sözünde de belirtilmek istenen budur. Nefsin istekleri bir çeşit sınamaya tabi tutulur. İnsanın gözyaşı yardımcısı olur. Farkındalık farkındalığı doğurur, kapı diğer kapıyı açar, perde diğer perdeyi aralar. Karanlık noktalar bu şekilde aydınlanır. Karanlıklar da ayrı aydınlanır.

Mevzu bahis türlü türlü aşk vardır. En  sık görüleni nefsi aşklardır. Dünya üzerindekilerle hiç vedalaşamayacakmış gibidir, zevkleri hep ön plandadır.  Birde ahirete olan aşk vardır ki onlarda bu dünyadaki her hareketini ahireti düşünüp yaparlar. Birde başka bir aşk vardır ki onun adı Allah aşkıdır. O ne güzel bir aşktır. İnsan duyunca heyecanlanır. Hesap kitap yoktur artık ne nefis için ne öncesi ne sonrası için. Sonsuzdur sevgi. Aynadır içindeki.

Ayna olma metaforu anlamayı kolaylaştırmak için kullanılır. Bu konu ile ilgili anlatımı iki bölümde toplanıldı bu yazıda, ilki yansıtmak, olanı olduğu gibi göstermek, ikincisi ol’ mak. Ol’mak iyiye evirilmektir. Bu evrilme süreci içerisinde ulaşılan bir bilgi de güneşten ayrılmış bir güneş ışığı olduğumuzdur.  Güneş ışığı düştüğü yeri hem aydınlatır hem de ısıtır. Ayna nitelikli bir öğretmendir ki ayna olmuştur. Aynayı tutan öğrencidir. Sen yine de aynaya kızma denir. Zaten insanın içinden aynaya kızmak gelmez.

Sevgili okur soyut şeyler anlatırken somut herkesin bildiği ve aynı şeyi anladığı bir nevi sıfır noktası oluşturulur. Aynada böyle bir materyaldir bu konu için. Aslında konu kalple alakalıdır ve ufuk çizgisi yoktur. Kalp yolda sürekli yeni deneyimler edinir. Daha çok anlamaya çalışır. Bazı kalpler doymak nedir bilmez. İşte onlardan ne güzel ayna olur. Tüm inceliklerini bilir işleyişin. Bu aynaya bakarak engin yol alınır. Burada başka bir konu daha vardır ki bunu en iyi ayna bilir. Öğrenci hazır olduğunda idrak eder. Belirli koşullar oluşur, takvim doğru zamanı işaret eder, bardak dolar ki bunu ayna hisseder. Ayna öğrencisinin ona gösterdiği duygular ile kendininkileri karıştırmaz. Sevgi ile yol gösterir. Herkesin kısmetinde böyle aynalar olmasını diliyorum.

Aydın Yakupoğlu

Ağustos 1979, İstanbul’da doğdu. 2002 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 2005 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği yüksek lisans bölümünü bitirdi ve özel sektörde çalışmaya başladı. 2013 yılında bir kız çocuğu babası oldu. 2018 yılında Reiki öğretmeni İsmail Bülbül ile tanıştı ve pozitif yönde bir değişim geçirdi. Şu an Reiki 3a (Master) aşamasında ve insanlığa yardımcı olma bilincindedir.

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler