Merhaba Varoluş Dergisi okurları. Bu yazımda sağlığımıza zarar veren kötü alışkanlıklardan bahsetmek istiyorum. Bunlar aşırı beslenmek, sigara içmek, alkol kullanımı, aşırı çay tüketimi, aşırı kahve tüketimi, aşırı televizyon seyretmek, aşırı sosyal medya kullanımı gibi örneklerle ifade edilebilir. Benim bu zararlı alışkanlıkların yol açtığı hastalıkların tedavisi üzerine herhangi bir uzmanlığım olmasa da bu yazımda eskiden sigara içen birisi olarak sigarayı bıraktıktan sonraki farkındalıklarımdan bahsetmek istiyorum. Okumaya devam edelim lütfen sevgili okur.
Sigarayı en çok tükettiğim yer hep çalıştığım yerler olmuştur. Çalıştığım yerlerde sigara içilen açık alanların başlıca müdavimlerinden biri olmuştum. Sigarayı bıraktıktan sonra aklıma hep şöyle bir soru geldi. Ben sigara içmek için mi çalışıyordum yoksa çalışmak için mi sigara içiyordum. Yani sevgili okur benim amacım sigara içebilmek miydi yoksa çalışabilmek mi? Hayattaki önceliğim çalışıp bir şeyler yaratmak mıydı yoksa sigara içebilmek mi? Eğer ki önceliğim ben farkında olmadan sürekli yer değiştirdiyse bunun hayatıma nasıl bir etkisi olmuştur sizce?
Kanımca sigara içerken kendimizle ilgili değiştirmemiz gereken veya hayatta yapmamız gereken bir sürü şeyi erteliyoruz. Yaşamamız gereken o an’ı kaçırıyor, anda değilken duymamız gerekenleri duymuyor ve işlememiz gereken süreçleri işlemeden üzerinden bir bir atlıyoruz. Bu da kendi evirilme sürecimizi yavaşlatıyor. Biliyorsunuz ki eğer işimizi severek huzurlu bir şekilde yaparsak pek yorulmayız ama bir şekilde bu olumlu tutumu kaybettiysek hayatımıza sigaranın verdiği geçici haz duygusu ile denge getirmeye çalışıyor olabiliriz. Buradaki çözüm işimizi değiştirmek gibi görünse de asıl değiştirmemiz gereken alışkanlıklarımız ve hayata bakış açımızdır. Sizinle aynı işi sigara içmeden yapanları gözlemlediniz mi?
Sigarayı bıraktıktan sonra karşıma çıkan diğer farkındalığım ise sinirli tutumlarım oldu. Aslında bu sinirlilik durumu ya da anksiyetesi hep oradaydı da ben hep üstünü sigara ile örtüyordum. Belki de bazı insanların sigarayı bıraktıktan sonra kilo almasının sebebi daha önce sigara ile bastırdığı bu duyguları bu seferde yemek yiyerek bastırması, yani bir nevi zararlı alışkanlığın yer değiştirmesi olabilir. Anksiyetesi olan kişiler hayatlarında kötü bir şeyler olacağının verdiği tedirginlik ile kendilerini istemsizce sürekli bir gerginlik altında tutarlar. Sürekli kötü sonuçların meydana geleceğini düşünmek iyi sonuçlar yaratmasa gerek, zaten iyi sonuçlar meydana gelse de böyle bir bilinçaltı ile iyi sonuçların farkında olur muyuz sevgili okur.
Sigarayı bırakmanın en güzel yanı ise üzerinizde bıraktığı sürekli yorgunluk hissinin sona ermesidir. Şunu demek istiyorum ki ne yapıyor olursanız olun enerjiniz size yetiyor gibi gözükse de, kendinizi daha zinde hissedeceğinize ve hayattan tat alma yoğunluğunuzun artacağına emin olabilirsiniz. Sigarayı bırakınca insanın artan uyku kalitesi, iyi dinlenmesi, beraberinde zindeliği getiriyor. Bu da işlerinizi erteleme veya kulak arkası etme alışkanlıklarını bir nebze azaltıyor. Üzerimize sinen kokusu ve sevdiklerimizle aramıza mesafe koyması ayrı bir dert, insan kendine neden böyle bir ceza verir? Buraya kadar sinsice, size hiç fark ettirmeden sağlığınıza yaptıklarından hiç bahsetmedim ya da olaylar karşısında aldığınız negatif tutumları derinleştirmesinden. Ama evrenin bir numaralı işleyiş kuralı ne düşünürsen başına o gelir değil mi? İçme ne olur canım okur, kalbinden öpüyorum.
Yorum yap