İslam’ı doğru anlayabilme çalışması olan Tasavvuf ilmi ile birlikte gelişen Musiki ve Ney sazı bu sebepten dolayı daha çok Tekkelerde kendini göstermiştir.
Halk arasında ney üflemenin, neyden ses çıkarmanın çok zor olduğuna dair efsane vadır. Ancak bu konunun aslı farklıdır. Ney sazından ses çıkarmak için 1 haftalık çalışma yeterlidir ancak mânâ olarak Tasavvufi mânâda deruni ve hakiki ses çıkarmak zor, bir o kadar da ciddi emek istemektedir. Ney’in Tasavvuf literatüründeki sembolü İnsan-ı Kamil’dir. Neyde bulunan 7 delik de, bu tek insandaki 7 bilinç mertebesine işaret eder. Bundan sonra da, notalar aracılığıyla alem musikisi vücut bulmuş olur.
Tarihsel olarak, Ney sazını ilk olarak Fırat ve Dicle’nin arasındaki Mezopotamya topraklarında uygarlık sürdürmüş olan Sümerler in kullandığı varsayılmaktadır. Sümerler; M.Ö. 3500-2000 yılları arasında yaşadığına göre, Ney’in varlığı M.Ö. 3000 yıllarına dayandığı düşünülmektedir.
(Sümerlere ait kazılarda bulunan ney ve ney çalanlara ait kabartma resimler günümüzde halen Philadelphia Müzesi’nde sergilenmektedir, niye bu kadar değerli bir tarihin bizim müzelerimizde bulunamaması da yoruma açık bir konudur.)
Mısırlı Tarihçiler ise; Ney’in icadını ,Mısır’da ilk dönem zamanını yönettiği düşünülen Tanrı Osiris zamanına dayandırmakta, Tevratta da Hagub adı verilen bir Ney türünden bahsedilmektedir.
M.Ö.1249’lu yıllarda Çin’e götürüldüğü söylenen ve hala Orta Asya’da kullanılan çift düdüklü Koş-Ney adı verilen çalgı, bildiğimiz Ney’in atasıdır.M.S.744 yıllarında kurulmuş olan Uygurlar’ın kabartmalarında da Ney figürlerine rastlanmıştır.
Türkler, M.S. 751 Talas Savaşından sonra Müslümanlığı gönüllü olarak kabul etmişlerdir. Ancak Ney, 13. Yüzyıldan itibaren(M.S.1200’lü yıllarda) İslam Âlemi’nde önem kazanmaya başlamıştır. Şüphesiz bunda Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin önemi büyüktür.
Mutasavvıf Ferittin Attar kitabında da bahsettiği üzere Ney’in kökenini Hz Muhammed’in devrine dayandırır; Hz Muhammed, damadı olan Hz Ali’ye bir gün bazı manevi sırlardan bahsetmiş ve bu sırların aralarında kalmasını söylemiş. Hz Ali de bu sırrı tutamayıp gitmiş bir kuyunun dibine bu sırları haykırmış. Allah, o kuyuda uzun bir kamış yaratmış ve bir çoban kuyudaki kamışı keserek bir Ney yapmış. Hz Muhammed, Çobanın neyi üflerken görmüş, dinlemiş ve Hz Ali’ye söylediği sırları kamıştan duymuş. Hz Ali de, kendisine, sırları kuyuya söylediğini itiraf etmiş. Mitolojik olarak da bu hikaye Midas’in Kulakları Efsanesine de benzetilmektedir.
Tarihler boyu, müziğin inceliğini insan ruhunun inceliğiyle birleştiren Ney ve Neyzenlere saygıyla.
Güzel bir ney dinletisi : https://www.youtube.com/watch?v=pN6dnjCmZlg
Alıntılar:
Yorum yap