Varoluş Dergisi

5 MAYIS HIDIRELLEZ

Hıdırellez, Orta Asya’dan, Balkanlar’a kadar kutlanan bayramlardan biridir. Hızır bayramı olarak da bilinen Hıdırellez Günü, Hızır ile denizlerin hakimi İlyas’ın yeryüzünde buluştukları gün olarak düşünülür ve bugünde kutlamalar yapılır.

Türkiye’de Hıdrellez Bayramı 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece kutlanır. Gece ateşler yakılır, ateşlerin üzerinden atlanır. Gül ağacının dallarına dileklerini kâğıda bağlayanlar asanlar olduğu gibi, gene aynı ağacın altına dileklerinin resimlerini çizip madeni para koyanlar olur. Sabah gün doğumuyla birlikte bu dilekler gül ağacın altından alınarak akan bir suya bırakılır. Bu şekilde dilenen dileklerin gerçek olacağına inanılır.

Hızır’ın gezdiği kabul edilen yeşil yerlerde dolaşıp çiçek toplanır, oyunlar oynanır. Toplanan çiçekler kaynatılıp içilirse hastalıklara iyi geleceğine; bu su ile kırk gün yıkanan kişinin gençleşip güzelleşeceğine inanılır.

Hızır’ın eli değen şeylerin dolup taştığı rivayeti nedeniyle Hızır Günü arifesinde mutfak kaplarının ve cüzdanların ağzı açık tutulur. Altın ve ziynet eşyası isteyenler ağaç yapraklarını kollarına veya boyunlarına takarak isteklerine ulaşacaklarına inanılır.

Anadolu’nun bazı yerlerinde Hıdrellez Günü yapılan duaların ve isteklerin kabul olması için sadaka verme, oruç tutma ve kurban kesme geleneği vardır.

Halk huzura kavuşmak ve dileklerde bulunmak için kışın sona erdiği doğanın canlandığı Hıdırellez gününde çeşitli çarelere başvurur. Anadolu’da halk tercihen beyaz elbiseler giyerek gün doğmadan önce yeşil ve bol sulu kırlara giderek eğlenir. Kutlamalar yeşillik, ağaçlık alanlarda, su kenarlarında. Bu gibi yerlere bu nedenle Hıdırlık denildiği de olur.

Hıdırellez, birçok coğrafyada ve dinde de yeri olan bir bayramdır. Dolayısı ile herkes kendince sahiplenir. Erzurum’dan Edirne’ye kadar hemen hemen her şehirde Anadolu’da farklı adetlerle kutlanır. Bunlardan bazıları niyet ederek, mani çekme, baht açma, ağrılara sopa ile vurma (Hızır Sopası),  kuzu kesme bahsedilebilecek bir kaçıdır.

Hızır’ın; yaşam suyu (ab-ı hayat) içerek ölümsüzlüğe ulaşmış; özellikle de baharda insanlar arasında dolanarak, bolluk ve sağlık dağıtan, darda kalıp başı sıkışanlara yardım eden bir ermiş veya nebî olduğuna inanılır. Kim olduğu tam olarak bilinmese de halk arasında ve İslam Mitolojisinde bir Hızır geleneği vardır. Hızır’ın bir isim değil, bir lakap olduğu genel bir inanış olsa da çeşitli kaynaklarda adı ve kökeni hakkında çeşitli fikirler öne sürülmüştür. Bazıları Hızır ile İlyas peygamberin aynı şahıs olduklarını öne sürer.

Halk arasında Hızır’ın sahip olduğuna inanılan vasıflar insanlara şifa, sağlık, uğur getirdiği tabiattaki diriliş, uyanış ve canlılığın insana geçmesi şeklindedir.

Günümüzde de yaşatılan bu gelenekte, bir taraftan da biliyoruz ki; 5 Mayıs akşamı hastanelerin acil servisleri, ateşten atlarken yanan insanlarla hareketliliğin yaşandığı bir bayram.

Tüm dileklerinizin gerçek olması temennimle…

Hoş Geldin Bahar!

Kaynakça:

Vikipedia

1 yorum

Saliha için bir cevap yazın Cevabı iptal et

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler