Varoluş Dergisi

OSMANLI’DA ASTROLOJİ

Osmanlı’da; yıldızların, zaman içinde olmuş ya da  olacak olaylar hakkında verdiği işaretleri yorumlayan ve tabii ilimler içinde sayılan astroloji ‘İlm-i Nücum’ olarak anılmaktaydı.

Bu alanda çalışan kişiye de Müneccim denilirdi.

Müneccimlik; ‘Necm’ kelimesinden türetilmiş, Necm Arapça ‘da yıldız ve Nücum da yıldızlar anlamına gelmektedir.

Müneccimliğe İslami açıdan baktığımızda; hac vakitleri, namaz vakitleri, ramazan ayına başlama vakti gibi önemli zaman dilimlerini belirlediği için Müslümanlar tarafından oldukça önem verilmekteydi.

Osmanlı İmparotorluğu’nda Müneccimlik kurumunun ne zaman başladığı tam olarak tespit edilemese de; II. Murat döneminde ( 1404-1451) takvimlere rastlanması bu dönemde müneccimliğin varlığını bize ispatlamakta.

Ali Kuşçu’nun; Fatih Sultan Mehmet zamanında İstanbul’a gelmesi, İstanbul’da çalışmalar yapması; Osmanlı’da Astronomi ve Astroloji’ye yön vermiş, aynı zamanda Müneccimliğin kurumsallaşma temellerinin o dönemde atılmasına sebep olmuştur.

Osmanlı’da çok kullanılan ‘Eşref Saati’ne yani ‘Uğurlu Saat’e göre iş yapıldığını da, ilk defa  Fatih Sultan Mehmet döneminde görmekteyiz. Fatih Sultan Mehmet’in müneccimlerin belirlediği ‘Uğurlu Saat’te İstanbul’u feth eden büyük  hücumu başlattığını ‘Mansure-i İstanbul Fetihnamesi’ isimli eserde anlatılmaktadır.

( Tacizade Mahsure-i İstanbul Fetihnamesi s.10 )

Bazı padişahlar, müneccimbaşılardan sadece gelecekle ilgili gerçekleşmemiş olaylar hakkında bilgi almamış, aynı zamanda geçmiş ya da devam eden olaylar hakkında da onlardan bilgi almışlardır.

Bu durum, padişahların müneccimbaşılara ne kadar güvenip onların ilminden faydalanılacak kişiler olarak gördüklerini bize kanıtlamaktadır.

Örneğin; 1204 yılı Şevval’inin 22. pazar gecesi saat 5’te başlayıp sabaha kadar  yirmişer otuzar dakika ara ile beş defa gerçekleşen deprem hakkında Müneccimbaşı, Âhkam-ı Zelzele adıyla yer alan yorumunu padişaha iletmiştir.

Başka bir örnek ise; Nur-ı Osmaniye Camii temeli müneccimler tarafından seçilen eşref saatinde atılmış olmasıdır. Sultan III Mustafa, yaptırdığı caminin yakınında inşa ettireceği medreseye temel atmak için gerekli olan eşref saatini Müneccimbaşı Fethiyeli Halil Efendi’ye hazırlatmıştır. Sarayda geniş bir etki alanına sahip olan müneccimlerin, devlet adına alınan kararlarda büyük pay sahibi olduğunu söyleyebiliriz.

Osmanlı Sarayı’na resmi olarak ilk Müneccimbaşı II. Bayezıd zamanında ( 1481-1512) alınmıştır. İlk Müneccimbaşı Seydi İbrahim Seyyiddin dir.

Osmanlı tarihinde Padişah cülüsü, doğum, savaş ilanı, ordunun hareketi, Sadrazam’a mühür verilmesi, denize gemi indirilmesi, sultan düğünü gibi önemli olaylar birinci ve ikinci müneccim tarafından, Zaçiye ( Horoskop ) üzerinden hesaplanarak  eşref saatine göre yapılırdı.

Müneccim’in bir başka önemli işi de; gelecek zamanda olaylarla ilgili yargıda bulunmak yani ‘Ahkam Kesmek’ idi.

Ahkam kesmek deyimi buradan gelmektedir.

Osmanlı devlet teşkilatında; 5 kişilik kadroya sahip Müneccimlere verilen arpalıkların önemli bir tutarda olması, kendilerine verilen önemi bize anlatmaktadır. Müneccimbaşı’nın, IV. Murat döneminde resmi geçitlerde Kazasker ile aynı safta yer almasından da Osmanlı’da ne kadar önemli olduğunu gösteren bir diğer örnektir.

Müneccimlerin çalışma ve eğitim alanı olan  ‘Muvakkithane’ler (vakit belirleme evi) genellikle büyük cami avlularına kurulan eğitim merkezleriydi.

Osmanlı döneminde cami olarak kullanılan Ayasofya Müzesi’nin avlusunda bir zamanlar Muvakkithane olduğu da resmi evraklarda görülmektedir.

Müneccimler, İlmiye sınıfına mensup, medrese mezunu, matematik ve astronomi konusunda ilgili kişiler arasından seçilirdi.

XVI. yy dan itibaren; padişah ve saray halkının yanında,  ileri gelen devlet adamları için de takvim, imsakiye ve Zaçiye ( horoskop) yapmaya başlamışlardır.

Sarayda Yaklaşık 500 yıl devam eden Müneccimbaşılık kurumunda toplam 37 Müneccimbaşı görev yapmıştır.’’

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanının ardından; 1924 yılında son Müneccimbaşı Hüseyin İlmi Efendi’nin vefatından sonra, yerine atama yapılmayarak kuruma son verilmiştir.

 

Kaynaklar:

Esma ÖZÇELİK MORKOÇ , Osmanlı Devletinde Müneccim Başılık ve Müneccimbaşı Hüseyin

Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Ana Bilimdalı

Öner DÖŞER ,Gezegenlerin Gücü

Hakan KIRKOĞLU , Sultan ve Müneccimi

 

 

Nagihan Barbaros

1976 İstanbul doğumluyum. Okan Üniversitesi Yüksek Lisans Mezunu Sigortacıyım.
Ben Kimim? Sorusuna cevap ararken; Ruhsal Yolculuğuma 2012 yılında Reiki ile başladım. Reiki Master’ım ve Profesyonel Astrolog olarak hizmet vermekteyim. Astroloji bana Reiki’nin açtığı kapılardan sadece bir tanesidir. Gelişimimi destekleyen birçok konuda çalışmalarım ve uzmanlıklarım bulunmakta. Karma, Bilinçaltı-Zihinsel Terapi ve Şifa konuları özel ilgi ve çalışma alanlarım. Aynı zamanda Toplumsal Hizmet Odaklı bir Sivil Toplum Kuruluşunda çeşitli çalışmalarda görev alarak yolculuğuma devam ediyorum.

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler