Varoluş Dergisi

REİKİ 3A MASTER, VAROLUŞ DERGİSİ YAZARI, ESRA YILMAZ İLE RÖPORTAJ

Esracığım öncelikle çok teşekkürler bu röportaj için. İlk başta Reiki ile olan tanışmanı bize biraz anlatabilir misin?

Öncelikle okurlarımıza ve size merhaba demek isterim. Ben teşekkür ederim bu bölümü bana ayırdığınız için. Reiki ile olan hikayem aslında küçük yaşlarda şehirler arası bir otobüs yolculuğunda başladı. 2 katlı yolculuk otobüslerini hatırlayanlar bilir. 4 lü koltuklar vardı, karşılıklı oturulur. Annem, kardeşim, ben, bir de benim yanımda oturan gizemli kadın. (ben o yaşta öyle görüyorum yani) Baş parmağımda sürekli oynadığım için iyileşmeyen bir yaram vardı. Adını şuan hatırlayamadığım yolculuk arkadaşım benden izin isteyerek yolculuk içinde ara ara ellerini parmağıma koydu. O anda yoğun bir karıncalanmayla birlikte yaptığı şey her ne ise ona çok inanmıştım ve bir şekilde o yolculuktan sonra yaramla oynamayı bıraktım. Böylece iyileşmiş oldu. Çocukluğumdan beri soyut ve manevi kavramlara karşı hep ilgim vardı. Metafiziksel ve para normal olaylar olsun da bir göreyim diye çok dua etmişliğim vardır. 🙂  Reiki ile uygulayıcı olarak tanışmam 2009 yılındaydı. Reiki 1 ve 2. Aşamaları 1 ay gibi kısa bir süre içinde arka arkaya aldım. 2011 yılına kadar çok ağır süreçler yaşadım. İyileşmek bir yana dursun bütün hayat düzenim ters düz olmuştu. 2011 sonlarında halime çözüm ararken yolum İsmail Bülbül hocamla kesişti. Meğer uyumlamalarım eksik yapılmış. İsmail hocam Reiki 1.2. aşamaları tekrar düzenleyip beni Reiki 3a aşamasına uyumladı. O günden sonra hayatım olumlu anlamda çok yoğun bir şekilde değişti. İsmail hocamla karşılaştığım için önce rabbime sonra bana kattıkları için kendisine çok teşekkür ederim.

(Eksik Reiki Uyumlaması ile ilgili bir yazı yazmıştım. Merak edenler yazıyı Reiki kategorisinin altında bulup okuyabilirler.)

Esra’nın hayat yolculuğu diye kısaca soracak olsam, Esra’nın hayatındaki en önemli  dönüm noktaları  nelerdir?

Hayatın her anı bir armağan aslında. Gündelik hayatımızın içindeki meşgalelere çok fazla dalıyoruz bazen. Kendimizi, hayatın bize getirdiği şükranları görmez oluyoruz. Kendimi sınırlandırmayı sevmiyorum ama hayatıma şöyle bir dışarıdan bakacak olursam eğer; İsmail hocam ve Reiki ile tanıştığım an hayatımın dönüm noktası oldu.

Biraz çocukluk hayallerinden bahsetmen mümkün mü? Mesela çocukken büyüdüğünde ne olmak isterdin? Şu an yaptığın meslekle baktığında arada ne farklar ne benzerlikler görüyorsun?

Çocukken arkeolog veya gezgin olmayı hayal ederdim. Tarihi yerleri görmeye bayılırdım. Ansiklopedilerden araştırma yapmayı ve renkli ülke atlaslarına bakmayı çok severdim. Arkeolog olmadım ama bir çok iş alanı denedim. İşletme mezunuyum. Çağrı merkezi, destek birimleri, muhasebe programı eğitmenliği, satış, asistanlık, el yapımı işler, emlakçılık.. 3 senedir de özel bir firmada muhasebe sorumlusu olarak çalışıyorum. Bir yandan Varoluş Dergimizde yazarlık ve editörlük yapıyorum. Bu kadar farklı iş alanını denediğim için çocukluk hayalim olan gezginliği bir nevi yaşadığımı düşünüyorum. 🙂 Hatta bu aralar şuan çalıştığım alandan farklı bir meslek ile ilgili tasarılarım ve çalışmalarım var. Şimdi söyleyeceklerim herkes için geçerli değil ama naçizane şunu tavsiye etmek isterim. Eğer yaptığınız işi sevmiyorsanız onu değiştirmekten korkmayın. Herkesin bir hayat yolu ve gönlünde yatan bir iş hayali, yeteneği vardır. Kimi erken yaşta kimi geç yaşta bunu keşfedebilir. Bu hiç önemli değil. Yeter ki bir adım atın ve denemekten korkmayın..

Peki çocukken en sevdiğin çizgi film kahramanı kimdi? En çok hangi özelliği senin ilgini çekerdi?

Çok duygusal bir çocuktum, hala da öyleyim. 🙂 Bundan dolayı olacak sanırım ‘Şeker Kız Candy’ en sevdiğim çizgi filmi kahramanıydı. Sevdiğine ve dostlarına bağlı biriydi. Hayvan severdi. Bir yandan şartlar ne olursa olsun yaşadıklarından dersler çıkarıp, kendi mutlu dünyasını yaratırdı. Ben de o yapıdayım galiba.

Çok pozitif bir insansın, aynı zamanda da her zaman gülen bir yüzün var. Buna rağmen hayatta senin yüzünü neler soldurur?

Dışarıdan böyle bir görüntü çizmek için yıllarımı verdim. Evet 🙂 doğru duydunuz yıllarımı verdim. Çocukluğumuzdan beri hep birilerini memnun etme üzerine kurulu bir sistemde yaşıyoruz. Çocukken anne-babamızı, öğretmenlerimizi büyüyünce patronumuzu, eşimizi, çevremizi ve sistemi memnun etme çabası.. Bunların oluşturduğu baskı ve uyuşmuşlukla ortaya çıkan maskelerimiz.. Sizde benim gibi bu maskeleri taşıyamayacak duruma geldiyseniz, ‘Fark Edenler’ klübüne hoşgeldiniz..

‘Artık yeter!’ diyorsanız, bugün milat olsun. İçinizdeki gerçek duyguyu yaşayın. Bırakın olan olsun.. Sizin en doğal ve olmak istediğiniz halinizi onaylamayanlar çıksınlar hayatınızdan, kalanlar kıymetlensin. En özgün halinizi bulmak ve yaşamak önceliğiniz olsun. O zaman arzu edilen isteklerin kendiliğinden akacağını düşünüyorum. Yaşayalım, görelim bakalım hep beraber. Gülmek, pozitif olmak tabi ki harika bir duygu ama hiçbir şey göründüğü gibi değil. Bu duygular, maskeler yok olduğunda yaşanırsa gerçektir. Sorusu gelmişken içimdekileri paylaşmak istedim.

Doğaya ve çevreye karşı çok duyarlı bir insan olduğunu biliyoruz. Bu konuda bizlere neler söylemek istersin?

‘Doğa bizim içimizde.’ söylemi vardır ya, buna ben de  katılıyorum. Kendi doğamızı keşfetmedikçe, dışarıda bulunan doğanın kıymetini insanoğlu olarak yeterince bilmediğimizi düşünüyorum. Petrolün sudan daha değerli olduğunu düşünenlere varoluş gereken cevabı veriyor ama maalesef sonuçlarından hepimiz etkileniyoruz.

Aşağıdaki Kızılderili atasözü ile cümlemi sonlandırmak isterim.

‘Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.’

Dünyanın herhangi bir yerinde ve herhangi bir zamanında yeniden hayata başlamak hakkı verilseydi bu tercihini hangi yönde kullanırdın?

Yine kendi ülkemde başlamak isterdim. Vatanımız her haliyle o kadar güzel ki.. Atatürk’ün, Mevlana Celaleddin Rumi’nin, Şems-i Tebrizi’nin, Türkan Saylan ve daha bir çok aydın kişi ve alimin yaşadığı bu topraklarda doğmak ve yaşamak ne büyük mutluluk..

Esra olarak sence bu R2 nedir?

R2 bu ne ki? 🙂 sorusunu uygulayan kişiler sık sık duyuyordur. R2 saf ve temiz bir enerji kaynağıdır. Bioenerji’de olduğu gibi kendi beden enerjimizi kullanmadan, hara kanalından tepe çakramıza ve oradan diğer tüm çakralarımıza, bedenimize, ruhumuza akan enerjiyle ellerimizi kullanarak uyguladığımız bir şifa yöntemdir. İsmail hocam bu enerjiyi anlatırken başımızın üstünden sonsuzca akan bir şelaleye benzetir. Uyumlama (inisiyasyon) alan herkes uygulayıcısı olabilir. Reiki Japonya’da Dr.Mikao Usui’nin keşfettiği bir yöntemdir. Kelime anlamıyla, ‘Rei’ ilahi, ‘Ki’ nur demektir. İsminden dolayı ön yargıya kapılanlar olduğunu okuduğum ve gözlemlediğim için şunu söyleyebilirim. Mikao Usui bir Türk olsaydı yöntemin adı ‘İlahi Nur’ olacaktı. Şifanın ülkesi, dili, dini, ırkı yoktur. Bilimsel olarak da bir çok deney  yapılmıştır. Dünyanın bir çok ülkesinde hastanelerde yan tedavi olarak uygulanmakta ve üniversitelerde bölüm olarak okutulmaktadır. Bu konuyla ilgili sevgili Varoluş Dergisi  yazarımız Efe Elmas’ın bilimsel araştırmalar içeren iki serilik bir yazı dizisi var. Linkleri aşağıda paylaşıyorum.

https://varolus.com/reiki-deney-1/

https://varolus.com/reiki-ve-bilim-2-reiki-plasebo-etkisi-midir-insan-ve-fare-deneyleri/

Reiki’ye yeni başlayacak insanlar için onlara ne tavsiyede bulunmak istersin?

Öncelikle Reiki uyumlaması almadan iyice araştırma yapmalarını tavsiye ederim. Bu gerçekten çok önemli bir konu. Reiki uyumlaması alındığında bir ömür süren yolculuğunuzun başlangıcı oluyor. Reiki öğretmeni ile öğrencisi arasında bir kalp bağı oluşuyor. O yüzden uyumlama (inisiyasyon) alacağınız Master’a sertifikalarını sormaktan çekinmeyin. Türkiye’de şuanda Master olduğunu iddia eden bir çok kişi 5’er dakika da uyumlama yapıp gönderiyor. Sonraki süreçlerde de öğrencisini takip etmiyor. Ben bunu Reiki ile ilk tanışmam da yaşadım. İlk sorunun cevabında bahsettiğim gibi Reiki 1 ve 2.aşamayı başka bir öğretmenden almıştım. 5-10 dakika gibi kısa bir süre içinde uyumlanıp, öğretmenle ve ‘dünya’ ile bağlantım kesilmişti. Sadece tepe çakra açılmış kalan çakralara uygulama yapılmamıştı. Çok zorlu ama bir o kadar öğretici (yaşadığımız her şey bir şey öğretiyor.)  2 sene geçirdikten sonra internette İsmail Bülbül hocamın eksik Reiki uyumlaması hakkında ki yazısını okudum, sonra yolumuz kesişti çok şükür. Bunları yazarken kimseyi yargılamak adına yazmıyorum, yanlış anlaşılmasın. Benimle benzer şeyleri yaşayan kişilere ulaşması ve iyileşmeleri düşüncesiyle yazıyorum. Eksik Reiki uyumlaması alıp Master olmuş ve doğru zannettiği yöntemi başkalarına aktaran kişilerinde kendilerinde ki durumu fark etmelerini dilerim. Reiki’yi merak edenler ve yeni başlayanlar için İsmail hocanın,  ‘Reiki İlahi Aydınlanma’ kitabını okumalarını tavsiye ederim.

Bu röportajı bizimle yaptığın için sana çok teşekkür ederiz sevgilerimizle,

Röportaj Beyza Tunca, Ekim 2019

Yorum yap

İnternet üzerinden dijital yayın hayatına ilk olarak 2013 yılında başlamış olan Varoluş Dergisi, kısa bir aradan sonra şimdi yeniden okurları ile birlikte. Değerli yazarlarımız, Spiritüalizm, Reiki, Yoga, Astroloji ve Yaşam alanlarında, siz değerli okurlarımız için yazıyor…

Arşivler